bırakılmak

bırakılmak
"1. /da/ to be left in (a place); /a/ to be left with (someone). 2. impersonal passive /da/ to leave (someone, something) in (a place); /a/ to leave (someone, something) with (someone); /a/ to let (someone) borrow (something). 3. /a/ to be left on or in, be put on or in (a place). 4. /a/ impersonal passive to leave or put (something, someone) on or in (a place). 5. impersonal passive to let go of, stop holding. 6. to be left, be abandoned, be deserted. 7. impersonal passive to leave, desert. 8. impersonal passive to quit (one´s job). 9. impersonal passive to stop doing (work in hand): İşler öyle zırt pırt bırakılır mı? Do you stop working whenever you take a notion? 10. /a/ to be set aside until, be put off until (a future date). 11. /a/ impersonal passive to set aside (something) until, put (something) off until (a future date). 12. /a/ (for a job, a responsibility) to be entrusted to (someone); (for a job, a responsibility) to be handed over to, be turned over to, be relinquished to (someone). 13. /a/ impersonal passive to entrust (a job, a responsibility) to; to hand over or relinquish (a job, a responsibility) to. 14. to be left alone, be left in peace. 15. impersonal passive to leave (someone, something) alone, let (someone, something) be. 16. /a/ impersonal passive to let (one´s hair) hang down to (a specified level). 17. (for a beard, a mustache) to be grown. 18. impersonal passive to grow (a beard, a mustache). 19. /a/ to be given to (someone); to be left to, be bequeathed to (someone). 20. impersonal passive to leave (something) to (someone), let (someone) have (something); to leave (something) to, bequeath. 21. /a, dan/ (for a specified amount of profit) to come to (someone) from (something). 22. impersonal passive (for something) to bring one (a specified amount of profit), leave one with (a specified amount of profit). 23. impersonal passive to give up (a habit). 24. (for a captive person or animal) to be set free. 25. impersonal passive to set (a captive person or animal) free. 26. /a/ to be allowed to (do something). 27. /a/ impersonal passive to allow (someone) to (do something). 28. /a/ to be allowed to go to or into (a place). 29. (for a spouse) to be abandoned, be deserted (by the other). 30. impersonal passive to leave (one´s spouse). 31. to be left in (an undesirable state). 32. impersonal passive to leave (someone, something) (in an undesirable state). 33. (for a student) to be made to repeat a grade. 34. impersonal passive to make (a student) repeat a grade, fail, flunk (a student). 35. /a, dan/ (for something) to be sold to (someone) at (a specified price). 36. /a, dan/ impersonal passive to sell (something) to (someone) for (a specified price). "

Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • bırakılmak — nsz Bırakma işine konu olmak, terk edilmek Bırakılınca azat edilmiş bir kırlangıç gibi fırladı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başsız kalmak (veya bırakılmak) — 1) yöneticisi, başkanı bulunmamak Fakat o gözünü kapayınca başsız kalan konak ... R. N. Güntekin 2) büyüğünü yitirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dışında bırakılmak — hariç tutulmak Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Anayasa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüzüstü kalmak — 1) bir iş, zamanında yapılmayıp olduğu gibi bırakılmak Altı hücreyle cümle kapısının taş kemeri, kalın meşe tahtasından kapı kanatları yüzüstü kaldılar. K. Tahir 2) bir iş bitirilmeden bırakılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bırakılıvermek — e, nsz Ansızın ve çabucak bırakılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bırakılma — is. Bırakılmak işi veya durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ekarte — sf., Fr. écarté Saf dışı etmek, konu dışında tutmak anlamlarındaki ekarte etmek, saf dışı bırakılmak, konu dışı tutulmak anlamında ekarte edilmek birleşik fiillerinde geçen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ertelenmek — nsz Daha sonraki bir zamana bırakılmak Gezi ertelendi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • otlatılmak — nsz Otlamaya bırakılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”